Dokuzuncu Hariciye Ko?u?u | Peyami Safa
Peyami Safa’n?n ?aheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Ko?u?u, Türk edebiyat?nda “insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dola?an ilk roman” olmas? ve hasta bir insan? ve onun psikolojisini ele almas? bak?m?ndan önemli bir yere sahiptir. Birçok ara?t?rmac? ve yazar taraf?ndan Türk edebiyat?nda bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Ko?u?u, Tanp?nar dedi?i gibi, “ac?n?n ve ?st?rab?n yegâne kitab?” olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bak?m?ndan ba?ka hiçbir eser olmasa da Türk roman?n?n var oldu?una delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir. Roman?n genç kahraman?, aya??ndaki rahats?zl?ktan kurtulabilmek için say?s?z doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerekti?ine ikna edilir. Ancak, gerek akrabalar? olan bir Pa?a’n?n Erenköyü’ndeki kö?künde misafir kald??? dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidi? geli?lerinde ?uurunu adeta bir facia atmosferinde yo?urur. Peyami Safa’n?n çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlas?yla izler ta??yan roman, hem umudu ve umutsuzlu?u, hem de sevinci ve felaketi ayn? sayfalara s??d?rabilmi? olmas? bak?m?ndan insan?n e?siz bir tarifini sunuyor. [Ötüken Ne?riyat]